Eğer şu hadisi okuduğunda gözüne ilk olarak müjdenin büyüklüğü değil de nuzul meselesi çarpıyorsa bu aklının ve kalbinin selametinin bozulduğuna ve zihninin kodlandığına işarettir.Şu hadisi sıfat mevzusuna indirgememiz bedbahtlığımızın işaretidir. Sahabe bu hadisin müjdesi üzere amel etti, ağızlarını tuttu. Biz ise tembellik edip anca kelama daldık.
“Rabbimiz tebareke ve teala her gecenin son üçte birinde dünya semasına iner ve “Dua eden yok mu kabul edeyim! İsteyen yok mu vereyim! Bağışlanma dileyen yok mu bağışlayayım” der”
[Buhari, 1145]