Anlamsız dindarlık Resulullah sav kurbanlığını süren birini görünce “Binsene” buyurdu. Adam “ama o kurbanlık için” dedi. Resulullah sav “binsene” buyurdu. Adam “ama o kurbanlık” dedi. Resulullah sav “binsene” buyurdu. [Buhari 1690]
Okunan kuranı resullaha yollayanın, mevlid kutlayanın, sünneti bırakıp kendince anlam üretenin ve sünnet olarak gelen şeylere “ama o resulullahtı” diyerek kendince tevil edenlerinde bu katagoride olduğunu zannediyorum.
Diğer taraftan bu hadis şu iki şekilde de anlaşılabilir: Öncelikle ayet gereği dinin şiarlarına saygı göstermek kalplerin takvasındandır. Bu kişi de böyle bir saygıyla kurbanına binmemişti başlangıçta.
Sahabenin adetlerinden biri de bir şeyi kesin olarak netlemek için 3 kere resulullahın onayını almaktır. Bu sahabe de kesinleştirmek için 3 kere onay almak istedi ve anladı ki peygamber kurbanlığa binmeyi kesin olarak onaylıyor.
Diğeri ise şu: peygamberin sav her emri efdaliyet içermez, cevaz da barındırı. Aynı Ebubekir ra’ın imamlık yaparken resulullahın yerinde kalmasını işaret ettiği halde Allah’a hamdedip geriye geçip resulullaha uyması örneğindeki gibi.
Bu sahabe de bunun bir cevaz emri olduğunu varsaydı ve kendisi azimet olana tutunmak istedi.
Diğer taraftan kurbanlığa binip binmeme meselesi tartışmalı olsa bile resulullahın bu şahsa direk emri fetva niteliğini taşımaktadır. Yani bu hükmün o kişeye direk tatbiki anlamında. Bu noktada bunun bize hadis olarak gelmesi ile bizim ile o sahabe arasında fark var.
Böyle bir durumda ise fetvası fetvaların en doğru olan resulullah emrine uymak çok daha elzemdir.