Ebu Zeyd şöyle dedi: Dört şeyde hata ettim.
“Daha sonra, Allah tevbe etmeleri için tövbelerini kabul etti” [Tevbe 118]
Ebu Zeyd şöyle dedi: Dört şeyde hata ettim.
1- Öyleki önce benim Onu sevdiğimi sonra Onun beni sevdiğini zannettim, bir de baktım ki O beni daha önce sevmiş, zira Allah teala “Allah onları sever, onlar da Allah’ı sever.” (Maide 54) buyurur.
2- Ve zannettimki benim ondan razı olmam onun benden razı olmasından öncedir, bir de baktım ki o benden çoktan razı olmuş, zira “Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’ı tan razı olmuşlardır.” (Maide 119) buyuruyor.
3- Ve zannettim ki ben onu anıyorum, bir de baktım ki o beni çoktan anmış, zira “Allah’ın anması daha büyüktür.” (Ankebut 45) buyuruyor.
4- Ve zannettim ki ben ona tövbe ediyorum, bir de baktımki o beni tövbemi çoktan kabul etmiş. Zira “Tövberini kabul etti, tövbe ettiler diye.” (Tevbe 118) buyuruyor.
*Bu ayetin anlamı ile ilgili şöyle de demişlerdir bu şu ayete benzer “Ey iman edenler, iman edin.” (Nisa 136).
Bazıları da şöyle demiştir: Bunun anlamı onlara genişlik tanıdı başkalarına yaptığı gibi onları hemen cezalandırmadı. Çünkü Allah teala şöyle demiştir “Yahudilerin zalimliklerinden dolayı daha önce helal olan güzellikleri onlara haram kıldık.” (Nisa 160]
[Kurtubi, Tevbe 118 Tefsiri]
﴿ثُمَّ تابَ عَلَيْهِمْ لِيَتُوبُوا إِنَّ اللَّهَ هُوَ التَّوَّابُ الرَّحِيمُ﴾ فَبَدَأَ بِالتَّوْبَةِ مِنْهُ. قَالَ أَبُو زَيْدٍ: غَلِطْتُ فِي أَرْبَعَةِ أَشْيَاءَ: فِي الِابْتِدَاءِ مَعَ اللَّهِ تَعَالَى، ظَنَنْتُ أَنِّي أُحِبُّهُ فَإِذَا هُوَ أَحَبَّنِي، قَالَ اللَّهُ تَعَالَى: ﴿يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُ﴾ [المائدة: ٥٤]. وَظَنَنْتُ أَنِّي أَرْضَى عَنْهُ فَإِذَا هُوَ قَدْ رَضِيَ عَنِّي، قَالَ اللَّهُ تَعَالَى: ﴿رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ﴾ [المائدة: ١١٩]. وَظَنَنْتُ أَنِّي أَذْكُرُهُ فَإِذَا هُوَ يَذْكُرُنِي، قَالَ اللَّهُ تَعَالَى: “وَلَذِكْرُ اللَّهِ أَكْبَرُ”. وَظَنَنْتُ أَنِّي أَتُوبُ فَإِذَا هُوَ قَدْ تَابَ عَلَيَّ، قَالَ اللَّهُ تَعَالَى: “ثُمَّ تابَ عَلَيْهِمْ لِيَتُوبُوا”. وَقِيلَ: الْمَعْنَى ثُمَّ تَابَ عَلَيْهِمْ لِيَثْبُتُوا عَلَى التَّوْبَةِ، كَمَا قَالَ تَعَالَى: ﴿يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا آمِنُوا﴾(١٤) [النساء: ١٣٦] وَقِيلَ: أَيْ فَسَّحَ لَهُمْ وَلَمْ يُعَجِّلْ عِقَابَهُمْ كما فعل بغير هم، قال عز وجل: ﴿فَبِظُلْمٍ مِنَ الَّذِينَ هادُوا حَرَّمْنا عَلَيْهِمْ طَيِّباتٍ أُحِلَّتْ لَهُمْ﴾(١٥) [النساء: ١٦٠].