“Bana soru soran bir grup/öğrenci topluluğu olmadığı için birçok bilgiyi unuttum” (İbn Adi, el-Kâmil, 7/330)

‏«الكامل في ضعفاء الرجال» (7/ 330): «حدثنا موسى بن العباس، حدثنا محمد بن الخليل، حدثنا الوليد بن صالح سمعت ‌محمد…
Paylaş

Ömer (r) dedi ki: „Bir adam, Allâh’a imandan sonra, güzel ahlaklı, sevecen ve doğurgan bir kadından daha hayırlı bir şey elde etmemiştir! Yine bir adam, Allah’a karşı küfür işlemekten sonra, kötü ahlaklı ve sivri dilli bir kadından daha şerli bir şey elde etmemiştir.“ SonraSonra devamla dedi ki: „Onlardan bazıları, herhangi bir şeye karşılık alınamayacak kadar değerli bir kazançtır, bazıları ise, kendisinden kurtuluşun mümkün olmadığı esaret prangalarıdır!“ [İbn Ebi Şeybe, Musannef, 3/559, Sahih]

Paylaş

Alimlerin sika-zayıf (sahih-zayıf) farkı gözetmeksizin herkesten hadis alan kimse için verdikleri diğer bir örnek: “elbisemi açayım da yoldaki bütün tezek ve bok böceklerini toplayayım mı istiyorsun!” Muhaddisu’l-fasıl

Paylaş

Çok güzel bir kaide. Üzerine icma edilen meseleleri inkar edenlerin tekfiri meselesi, mutlak değildir. Bu, sarih nas olan (Kur’an ya da tevatür sünnet), ümmetin üzerine icma ettiği avamın ve alimin kendisinde müşterek olduğu İslam’ın zahir meseleleri hususundadır. Alimlerin icma ettiği lakin avamın bilmediği hususlarda durum farklıdır. Buna miras ahkamı hususunda icma edilen şeyler örnek olarak verilebilir. Burada her ne kadar icma varsa da, inkarı direk tekfir sebebi sayılmaz. Hakeza muhdes meselelerde böyledir. Muhdes bir mesele de bir belde halkı icma ederse, orada hilaf direk tekfiri gerektirmez. Ravdat’ut-Talibin 2.cilt syf 146

Çok güzel bir kaide. Üzerine icma edilen meseleleri inkar edenlerin tekfiri meselesi, mutlak değildir. Bu, sarih nas olan (Kur’an ya…
Paylaş