Anlamanın mertebeleri vardır.

Anlamanın mertebeleri vardır. Kuran her mertebedeki insana hüccet olacak şekildedir. Elbette bir alim ile normal bir insanın anlama derinliği bir değildir. Ama alim daha fazla anlıyor demek halk anlamaz demek değildir. Kuranın ana temasını, vermek istediği mesajı herkes kolayca anlar.

Ayrıca mealcilik ile meal okumayı ayırmak gerekir. Meal demek özlü tefsir demektir. Mealin arapçadaki karşılığı bilirsinki tercüme-i tefsiriyye dir. Nasıl ki tefsiri yazan eğer itimat edilebilecek biri olursa o tefsir okunabilirse, meali yazanda itimat edilebilecek biri ise okunur. Ama bununla yetinilir mi elbette hayır, nasıl bir tefsirle yetinilemezse. Onun yanın da hadisini, fıkhını, ilmihalini okur. Mealcilik ise sünneti reddeden bir yaklaşım biçimidir. İsimleri her ne kadar çok benzesede anlayış olarak aralarında dağlar vardır. Mealcilik, kurancılık anlayışı da meallerle değil daha peygamberin vefatından 2-3 yy sonra arapların kendi içinden çıkmıştır. Yani birinin mealci olması için önce bu düşünce sistemine inanmış olması gerekir, meal okumak insana bunu vermez. Aksine meal okuyan kimse bir çok ayette rasule itaat gibi ayetlerle muhatap olur.

Paylaş
0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör.
0
Değerli yorumlarınızı esirgemeyin, buyrun!x