Çok güzel bir kaide. Üzerine icma edilen meseleleri inkar edenlerin tekfiri meselesi, mutlak değildir. Bu, sarih nas olan (Kur’an ya da tevatür sünnet), ümmetin üzerine icma ettiği avamın ve alimin kendisinde müşterek olduğu İslam’ın zahir meseleleri hususundadır. Alimlerin icma ettiği lakin avamın bilmediği hususlarda durum farklıdır. Buna miras ahkamı hususunda icma edilen şeyler örnek olarak verilebilir. Burada her ne kadar icma varsa da, inkarı direk tekfir sebebi sayılmaz. Hakeza muhdes meselelerde böyledir. Muhdes bir mesele de bir belde halkı icma ederse, orada hilaf direk tekfiri gerektirmez. Ravdat’ut-Talibin 2.cilt syf 146

Çok güzel bir kaide.

Üzerine icma edilen meseleleri inkar edenlerin tekfiri meselesi, mutlak değildir. Bu, sarih nas olan (Kur’an ya da tevatür sünnet), ümmetin üzerine icma ettiği avamın ve alimin kendisinde müşterek olduğu İslam’ın zahir meseleleri hususundadır.

Alimlerin icma ettiği lakin avamın bilmediği hususlarda durum farklıdır. Buna miras ahkamı hususunda icma edilen şeyler örnek olarak verilebilir. Burada her ne kadar icma varsa da, inkarı direk tekfir sebebi sayılmaz.

Hakeza muhdes meselelerde böyledir.

Muhdes bir mesele de bir belde halkı icma ederse, orada hilaf direk tekfiri gerektirmez.

Ravdat’ut-Talibin 2.cilt syf 146

Paylaş
0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör.
0
Değerli yorumlarınızı esirgemeyin, buyrun!x