Davette yaptığımız bir hata!
Davette yaptığımız hatalardan biri de insanların dünyasına hitap etmeden direk hiçbir amel ve sorumluluk gerektirmeyen ahiretlerine odaklanmak. Halbuki kişinin dünyasına hitap ettiğin ölçüde o kişiye ulaşabilirsin.
~~~~
Enes b. Malik ra.: Medine ahalisinin kölelerinden küçük bir kız köle bile Rasulullah sav’in elinden tutar, onu peşinden istediği yere sürüklerdi.
[Buhari 6072]
Müsned’de geçen başka bir versiyonda “Küçük kız köle kendi ihtiyacına karşılasın diye Resulullah sav’i peşinden sürüklerdi.” şeklindedir.
İbni Mace’de ise “Medine kölelerinden küçük bir kız köle dahi gelir Rasulullah sav elini tutardı. Rasulullah sav’de o kız istediği yere götürene kadar elini o kızın elinden çekmezdi.” şeklindedir.
[Fethul Bari]
حَدَّثَنَا أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ قَالَ : كَانَتِ الْأَمَةُ مِنْ إِمَاءِ أَهْلِ الْمَدِينَةِ لَتَأْخُذُ بِيَدِ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، فَتَنْطَلِقُ بِهِ حَيْثُ شَاءَتْ.
في رواية أحمد: ” فتنطلق به في حاجتها “، وله من طريق علي بن زيد عن أنس: ” أن كانت الوليدة من ولائد أهل المدينة لتجيء فتأخذ بيد رسول الله صلى الله عليه وسلم فما ينزع يده من يدها حتى تذهب به حيث شاءت “، وأخرجه ابن ماجه من هذا الوجه
Hüseyin ra.: “Babama ra. peygamber sav in evde geçirdiği zamanı sordum. O da “Bu konuda Allah teala ona izin verdiği için dilediği gibi tasarruf imkanı vardı. O evine geldiğinde zamanını üçe ayırırdı. Bir kısmı Allah teala için, bir kısmı ailesi için ve bir kısmı da kendi içindi. Daha sonra kendisi için olan kısmı insanlar arasında paylaştırırdı. Onlardan kıymetli olanları diğerlerine öncelerdi. Ve onlardan da bir şey gizlemezdi. Onun bu konudaki prensibi fazilet sahibini öncelemekti. Onlarıda dindeki faziletlerine göre ayırırdı. Onlardan bazılarının bir haceti, bazılarının iki haceti, bazılarınında daha fazla haceti olurdu. Onlarla meşgul olur hem kendilerinin hem de ümmeti Muhammedin dünya ve ahirette işlerine yarayacak bilgileri onlara öğretirdi. Sonra da şöyle derdi: “Burda olanlar, olmayanlara öğrendiklerini anlatsın. İhtiyacını bana iletmeye güç yetiremeyenlerin derdini bana aktarınız. Zira sıkıntısını yöneticilere anlatamayan kimselerin derdini kim yöneticilere ulaştırırsa Allah da o kimsenin kıyamet gününde ayaklarını sabit kılar.”
Kim onunla otursa veya ihtiyacı hakkında konuşsa ona karşı sabırlı davranır karşı taraf ayrılana kadar O sav ayrılmazdı. Kendisinden bir ihtiyaç gidermesi istendiğinde mutlaka istenilen şeyi yapardı gücü yetmezse de güzel ve faydalı sözlerle ona kolaylık ve ferahlık vermeye çalışırdı. Onun genişliği ve ahlakı tüm insanlara yetiyordu, sanki onlar için bir baba olmuştu. Onlarda hak mevzu bahis olunca Onun yanında eşittiler.
[Şemail 336]
الَ الْحُسَيْنُ : سَأَلْتُ أََبِي عَنْ دُخُولِ النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم ، فَقَالَ:كَانَ دُخُولُهُ لِنَفْسِهِ مَأْذُونًا لَهُ فِي ذَلِكَ ، فَكَانَ إِذَا أَوَى إِلَى مَنْزِلِهِ جَزَّأَ دُخُولَهُ ثَلاَثَةَ أَجْزَاءٍ ، جُزْءًا ِللهِ ، وَجُزْءًا لأَهْلِهِ ، وَجُزْءًا لِنَفْسِهِ ، ثُمَّ جَزَّأَ جُزْأَهُ بَيْنَهُ وَبَيْنَ النَّاسِ ، فَيَرُدُّ ذَلِكَ عَلَى الْعَامَّةِ بِالْخَاصَّةِ ، وَلاَ يَدَّخِرُ عَنْهُمْ شَيْئًا ، وَكَانَ مِنْ سِيرَتِهِ فِي جُزْءِ الأُمَّةِ إِيثَارُ أَهْلِ الْفَضْلِ نَادِيَهُ ، وَقَسْمُهُ عَلَى قَدْرِ فَضْلِهِمْ فِي الدِّينِ ، فَمِنْهُمْ ذُو الْحَاجَةِ ، وَمِنْهُمْ ذُو الْحَاجَتَيْنِ ، وَمِنْهُمْ ذُو الحَوَائِجِ ، فَيَتَشَاغَلُ بِهِمْ ، وَيَشْغَلَهُمْ فِيمَا أَصْلَحُهُمْ وَالأُمَّةَ مِنْ مُسَاءَلَتِهِمْ عَنْهُ ، وَإِخْبَارِهِمْ بِالَّذِي يَنْبَغِي لَهُمْ ، وَيَقُولُ : لِيُبَلِّغِ الشَّاهِدُ الْغَائِبَ ، وَأَبْلِغُونِي حَاجَةَ مَنْ لاَ يَسْتَطِيعُ إِبْلاَغِي حَاجَتَهُ ، فَإِنَّهُ مَنْ أَبْلَغَ سُلْطَا نًا حَاجَةَ مَنْ لاَ يَسْتَطِيعُ إِبْلاَغَهَا إياه ، ثَبَّتَ اللَّهُ قَدَمَيْهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ .. مَنْ جَالَسَهُ ، أَوْ قَاوَمَهُ فِي حَاجَةٍ صَابَرَهُ ، حَتَّى يَكُونَ هُوَ الْمُنْصَرِفُ ، وَمَنْ سَأَلَهُ حَاجَةً لَمْ يَرُدَّهُ إِلاَّ بِهَا ، أَوْ بِمَيْسُورٍ مِنَ الْقَوْلِ ، قَدْ وَسِعَ النَّاسَ منه بَسْطُهُ وَخُلُقُهُ ، فَصَارَ لَهُمْ أَبًا ، وَصَارُوا فِي الْحَقِّ عِنْدَهُ سَوَاءً ..أخرجه ابن سعد1/422 و\”التِّرمِذي\” ، في ) الشمائل( 8 و225 و336 و351 .
Rasulullah sav.: İnsanların Allah teâlâya en sevgilisi onlara en faydalı olanıdır. Ve amellerin Allah teâlâya en sevimlisi müslüman kardeşinin göğüsüne yerleştirdiğin sevinç veya ondan bir zorluğu gidermen veya onun borcunu ödemen veya onun açlığını gidermendir. Muhakkakki müslüman bir kardeşimin ihtiyacı için onunla beraber gitmem, mescidde bir ay itikâfa girmemden bana daha sevimlidir. Kim sinirini tutarsa Allah onun ayıbını örter. Kim öfkesinin gereğini yapmaya gücü yettiği halde söndürürse Allah kıyamet günü kalbini rıza ile doldurur. Kim müslüman kardeşinin işini halledip kesinleştirene kadar onunla ilgilenirse Allah da onun ayağını ayakların kaydığı kıyamet gününde kesinleştirip sabit kılar. Ve gerçekten kötü ahlak sirkenin balı bozduğu gibi ameli bozar.
[Taberani, Evsat: 6026; Sahihul Cami: 176]
Elbani hadise “Hasen” demiştir.
[عن عبدالله بن عمر:] أحَبُّ الناسِ إلى اللهِ أنْفعُهُمْ، وأَحَبُّ الأعمالِ إلى اللهِ عزَّ وجلَّ سُرُورٌ تُدخِلُهُ على مُسلِمٍ، أو تَكشِفُ عنهُ كُربةً، أو تَقضِيَ عنهُ دَيْنًا، أو تَطرُدَ عنهُ جُوعًا، ولَأَنْ أمْشِيَ مع أخِي المسلمِ في حاجةٍ أحَبُّ إليَّ من أنْ أعتكِفَ في المسجدِ شهْرًا، ومَنْ كفَّ غضَبَهُ، سَتَرَ اللهُ عوْرَتَهُ، ومَنْ كظَمَ غيْظًا، ولوْ شاءَ أنْ يُمضِيَهُ أمْضاهُ، مَلأَ اللهُ قلْبَهُ رضِىَ يومَ القيامةِ، ومَنْ مَشَى مع أخيهِ المسلمِ في حاجَتِه حتى يُثْبِتَها لهُ، أثْبتَ اللهُ تعالَى قدَمِه يومَ تَزِلُّ الأقْدامُ، وإنَّ سُوءَ الخُلُقِ لَيُفسِدُ العملَ، كَما يُفسِدُ الخَلُّ العَسَلَ
الألباني (١٤٢٠ هـ)، صحيح الجامع ١٧٦ • حسن • أخرجه الطبراني في «المعجم الأوسط» (٦٠٢٦)، وأبو الشيخ في «التوبيخ والتنبيه» (٩٧) باختلاف يسير.
Rasulullah sav :” Amcalarımla beraber Abdullah b. Ced’an’ın evinde bir topluluğa (Hılful Fudul) katıldık. Bu topluluğu kırmızı develere değişmem. Eğer İslam’da böyle bir topluluğa davet edilseydim mutlaka katılırdım.”
[Fıkhus-Siyre 72]
١- [عن عبدالرحمن بن عوف:] لقد شَهِدتُ مع عمومَتي حِلفًا في دارِ عبدِ اللَّهِ بنِ جُدعانَ ما أُحبُّ أن لي بهِ حُمْرَ النَّعَمِ، ولَو دُعيتُ بهِ في الإسلامِ لأجَبتُ.
الألباني (١٤٢٠ هـ)، فقه السيرة ٧٢ • سند صحيح لولا أنه مرسل. ولكن له شواهد تقويه وأخرجه الإمام أحمد مرفوعاً دون قوله, لو دعيت به في الإسلام لأحببت وسنده صحيح
Rasulullah sav.: “Kim mü’min kardeşinin dünyalık bir sıkıntısını giderirse Allah teala da onu kıyamet sıkıntılarından birini giderir. Kim darda kalmışa kolaylaştırırsa Allah teala da dünyada ve ahirette ona kolaylaştırır. Kim müslüman kardeşinin ayıbını,günahını örterse Allah teala da onu dünyada ve ahirette örter. Kul kardeşinin yardımında oldukça Allah da o kulun yardımında olur.”
[Müslim 2699]
قوله صلى الله عليه وسلم: (من نفَّسَ عن مؤمنٍ كُربةً من كُرَبِ الدنيا ، نفَّسَ اللهُ عنه كُربةً من كُرَبِ يومِ القيامةِ . ومن يسّرَ على معسرٍ ، يسّرَ اللهُ عليه في الدنيا والآخرةِ. ومن سترَ مسلمًا، ستره اللهُ في الدنيا والآخرةِ. واللهُ في عونِ العبدِ ما كان العبدُ في عونِ أخيه).
Enes b. Malik ra.: “Namaz için kamet getirilirdi, o esnada Rasulullah sav bir adamın ihtiyacı hakkında onunla konuşuyor olurdu. Adam da Rasulullah sav ile kıble arasında dururdu. Konuşma o kadar uzardı ki orada namazı bekleyenkerden bazıları uyuklamaya başlardı.”
[Tirmizi 518]
وعَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ ، قَالَ:كَانَتِ الصَّلاَةُ تُقَامُ ، فَيُكَلِّمُ النَّبِيُّ صلى الله عليه وسلم الرَّجُلَ فِي حَاجَةٍ تَكُونُ لَهُ ، فَيَقُومُ بَيْنَهُ وَبَيْنَ الْقِبْلَةِ ، فَمَا يَزَالُ قَائِمًا يُكَلِّمُهُ ، فَرُبَّمَا رَأَيْتُ بَعْضَ الْقَوْمِ لَيَنْعَسُ مِنْ طُولِ قِيَامِ النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم لَهُ.أخرجه أحمد 3/161(12670) . وعَبْد بن حُمَيْد (1249) . والتِّرْمِذِي (518).