Eğer bir çağırıcı, bir davetçi olursak yani kulluğumuzu aktif bir kulluk olursa şeytanın bize müdahalelerini en aza indirmiş oluruz.
2466- Ebu Hureyre ra’ın rivayet ettiğine göre Resûlullah sav şöyle buyurdu:
”Namaz için ezan okunduğunda şeytan yellenerek ezan sesini duyamayacağı bir yere kaçar. Kamet getirilince yine kaçar. Bitince geri döner. Hatta kişinin kendi kendine konuşmasına(vesveseye) sebep olur ve: ”Şunu düşün! Şunu da düşün!” diyerek, unuttuğu şeyleri hatırlamasını telkin eder. Sizden biri,üç yada dört rekât mı kıldığını bilemezse, oturduğu zaman iki secde yapsın(sehiv secdesinde bulunsun.)”
(Müsned ,Tayâlisî 2466, Buhari 1222, Müslim 389, Ebu Davud 516, Nesai 670, Muvatta 177, Darimi 1240, Müsned 8139)
*Öncelikle anlıyoruz ki şeytan salih amellerimizde bile bizimle beraber ve salih amel işlerken bile bize müdahale edin bozmaya çalışıyor. Lakin namazda geldiği halde ezanda kaçıyor. Çünkü ezan bir davet ve çağrıdır. Kişisel değil toplumsal bir yöneliştir ve toplumsal bir kaygıyı barındırır. Yani salihlikten ziyade muslih(insanları salih kılma çabasındaki kimse)liği barındırır. Öyleyse şu sonucu çıkarabiliriz. Eğer bir çağırıcı, bir davetçi olursak yani kulluğumuzu aktif bir kulluk olursa şeytanın bize müdahalelerini en aza indirmiş oluruz.
Ali Akar