Evet bazen sahabeler mana olarak hadisi kabul etmemiş olabilir(metin tenkidi). Ama eğer o hadisin Rasulullah’a isnadı sabit oldu ise hemen bu görüşlerini bırakıp o hadis ne dedi ise onu kabul etmişlerdir.

Evet bazen sahabeler mana olarak hadisi kabul etmemiş olabilir(metin tenkidi). Ama eğer o hadisin Rasulullah’a isnadı sabit oldu ise hemen bu görüşlerini bırakıp o hadis ne dedi ise onu kabul etmişlerdir.

İşte bugün hadisi mana ile reddedenlerin atladıkları nokta bu. Hadisin ilk kriteri sened ilmi yani hadis usulüdür. Bu noktayı atlayıp hadisi direk metin ile ölçersen hataya düşer ve insanları da hataya düşürürsün. Zira akıl sabit bir ölçü değildir, kişiden kişiye değişir. Ve bu değişken ile ayakları yere basan ve istikamet sahibi bir din, anlayış ortaya koyulamaz.

Tabi bir hadis ile karşı karşıya kaldığımızda Ebu Hureyre ra’ın İbni Abbas ra’a öğrettiği şu edebi de unutmamalıyız.

Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ateşte pişen şeylerden dolayı abdest almak gerekir, hatta peynir parçası bile olsa.”

İbni Abbas (garipseyerek) şöyle karşılık verdi: “Ey Ebû Hüreyre! (Eritilmiş)Yağ yesek veya sıcak su içsek gene abdest mi alacağız !” (Halbuki sende bilirsin ki bunlardan dolayı abdest gerekmez.)

Ebû Hüreyre: “Ey kardeşçiğim! Rasûlullah (s.a.v.)’den bir hadis işittiğinde ona karşı çıkmak için değişik misaller getirmeye kalkma. (Aklını kullanarak ona misallerle karşı çıkmayı bırak ve hadisin gereğini yerine getir. Çünkü sen insanın kısıtlı aklının kavrayamayacağı bilgiler, gayp ve ibadet vb. ilimleriyle dolu olan bir vahyi Allah tealadan alan bir elçiye iman ediyorsun.)

(Müslim, Hayz: 24; İbn Mâce, Tahara: 65)