Hadis İnkarcılarının Metod Hatalarından Biri

İbni Kuteybe: “Hadisleri yalanlayanlar, bu gibi hadisleri ğaip olan şeyleri yanlarında hazır bulunanı baz alarak getirirler. Bilmedikleri bu şeyleri kendilerinden, canlılardan ve cansızlardan bildikleri şeylere yorarlar ve manevi alanda onlara beden sahiplerinin hükmünü verirler.’

Arşın meleklerin omuzlarında, meleklerin ayaklarınında aşağı dünyada olduğunu duyduklarında dehşete kapılırlar, çünkü bu bilgi gördüklerine muhaliftir. Derler ki ” Bu meleklerin vücutları nasıl görülecek hiç bir eser bırakmadan göklerin ve arasındakilerin, yerlerin ve üstündekilerinin arasından geçer? Nasıl bu kadar büyük bir yaratık olabilir? Ve nasıl arşı taşıyacak kadar büyük omuzları olabilir? ”

Cebrailin Rasulullah sav’e bazen bir arabî, bazen Dıhye, bazen bir genç, bazen kanatlarıyla doğuyu ve batıyı kaplayan bir şekilde geldiğini duyunca derler ki ” Nasılda böyle şekilden şekilde girebilir? Nasıl bir sefer bu kadar küçük, diğer sefer bu kadar büyük bir surete girebilir; bedeni, cüssesi ve organları değişmeden.”

“Şeytanın insanın kalbine ulaşıp vesvese verdiğini duyunca derler ki “Nerden girdi? Bir bedende iki ruh olabilir mi? Nasılda kanın akması gibi aktı?”

Eğer bunlar görmedikleri ğaip olan şeyleri Allah’ın kudretinden gördüklerine kıyas edip ibret alsalardı, kesinlikle bilirlerdi ki yeryüzünün ve üstündekilerinin yaratılmasından beri yeryüzü sularının hepsini denizlere akıtan ki o sular ne artar ne de azalır, eğer Dicle, Fırat veya Nil gibi onlardan biri olan bir nehri yeryüzünün her tarafına salsa bir ay sonra yeryüzünde helak olmayan hiç bir şey kalmazdı, işte tüm bunları yapan inkar ettikleri şeyleride yapmaya kadirdir. Bunca büyüklüğüne ve ağırlığına karşın denizleriyle, tepeleriyle, birbirleriyle yeryüzünü sarsan, hareket ettiren O’dur. Öyleki dağlar parçalanır, sular çekilir hatta dağlar bir mekandan diğer mekana intikal eder. Gücü yettiği şeylere lütufta bulunan O’dur.

Odur küçücük insanın gözüne kainatı sığdıran, öyleki küçücük olmasına rağmen doğudaki ve batıdaki yıldızları görür, öyleki 500 yıllık bir mesafeyi havayı yararak (hiçbir eser gözükmeden) görür. İşte meleği yaratan da O’dur. Meleklerin omuzlarını yaratan O’dur. Öyleyse bunların inkar ettiği şey bildiklerini inkar etmekten başka bir şey midir? Veya bu gördükleri şey görmedikleri şeyin konumundan başka bir şey midir. Yaratıcıların en güzeli Allah ne Yücedir!

[Te’vil-u Muhtelif-il Hadis 185, 186, 187]

İlgili

Paylaş