Said b. Müseyyib (r.h) anlatıyor: “Ebu Hüreyre’nin (r.a) arkasında günahsız (bulûğa ulaşmamış) bir çocuğun cenaze namazını kıldım. Şöyle dua ediyordu: “Allah’ıım onu kabir azabından koru.” (Usulü’s Sünne, İbn-i Ebî Zemenîn, 91) Continue reading “Said b. Müseyyib (r.h) anlatıyor: “Ebu Hüreyre’nin (r.a) arkasında günahsız (bulûğa ulaşmamış) bir çocuğun cenaze namazını kıldım. Şöyle dua ediyordu: “Allah’ıım onu kabir azabından koru.” (Usulü’s Sünne, İbn-i Ebî Zemenîn, 91)”… Paylaş
İbn Teymiyye’nin muhaddislerin “terğib ve terhibde mütesahil davrandık” sözünü açıklaması Continue reading “İbn Teymiyye’nin muhaddislerin “terğib ve terhibde mütesahil davrandık” sözünü açıklaması”… Paylaş
“Paraların, mihrapların, duvarların ve yere döşenen şeylerin üzerine Kur’an ve Cenâb-ı Hakk’ın isimlerini yazmak mekruhtur”. حاشية ابن عاببدين فارفور 1/597 Continue reading ““Paraların, mihrapların, duvarların ve yere döşenen şeylerin üzerine Kur’an ve Cenâb-ı Hakk’ın isimlerini yazmak mekruhtur”. حاشية ابن عاببدين فارفور 1/597”… Paylaş
Şeyhulislâm İbn Teymiyye (r) der ki: “Biz sadece (sözde) ‘akliyyât’ diye isimlendirilen bazı şeylerin bir çeşidini geçersiz kıldık. Yoksa her ‘akliyyât’ı geçersiz kılmadık.” [İbn Teymiyye, Der’u-t Te’ârud, 1/173] Continue reading “Şeyhulislâm İbn Teymiyye (r) der ki: “Biz sadece (sözde) ‘akliyyât’ diye isimlendirilen bazı şeylerin bir çeşidini geçersiz kıldık. Yoksa her ‘akliyyât’ı geçersiz kılmadık.” ”… Paylaş
“İlim talep etmek “falancadan rivayet edildiğine göre” demek değildir. İlim talep etmek, Allah’tan korkmaktır.” | Siyeru’s Selef es-Sâlihîn Continue reading ““İlim talep etmek “falancadan rivayet edildiğine göre” demek değildir. İlim talep etmek, Allah’tan korkmaktır.” | Siyeru’s Selef es-Sâlihîn”… Paylaş
Süfyân es-Sevrî der ki: “Sevmediğim bir kimseyle karşılaştığım zaman dahi bana: «Nasılsın?» dediğinde kalbim ona karşı yumuşuyor. Artık yöneticilerin çorbasını içip de meclislerinde oturan kişinin durumu nasıl olabilir?” | Hilyetu’l Evliya Continue reading “Süfyân es-Sevrî der ki: “Sevmediğim bir kimseyle karşılaştığım zaman dahi bana: «Nasılsın?» dediğinde kalbim ona karşı yumuşuyor. Artık yöneticilerin çorbasını içip de meclislerinde oturan kişinin durumu nasıl olabilir?” | Hilyetu’l Evliya”… Paylaş
İshak b. Davud b. Subeyh dedi ki: Abdurrahman b. Mehdî’ye dedim ki: “Yâ Ebâ Sa’id! Bizim memlekette şu sofilerden bazıları var.” O da dedi ki: “Onlara bulaşma (derim)! Çünkü biz onlardan öyle gruplar gördük ki, bu iş, bazılarını deliliğe götürdü, bazılarını ise zındıklığa!” Continue reading “İshak b. Davud b. Subeyh dedi ki: Abdurrahman b. Mehdî’ye dedim ki: “Yâ Ebâ Sa’id! Bizim memlekette şu sofilerden bazıları var.” O da dedi ki: “Onlara bulaşma (derim)! Çünkü biz onlardan öyle gruplar gördük ki, bu iş, bazılarını deliliğe götürdü, bazılarını ise zındıklığa!””… Paylaş
Fudayl b. Iyad (r.h) ve Ahmed b. Hanbel (r.h) gibi selef-i salihinden bazı kimseler şöyle derdi: “Kabul olunan bir duamız olsaydı yöneticiler için dua ederdik. Çünkü onların ıslahı Müslümanların ıslahıdır.” (Kalâidu’l Ikyân, Merî b. Yusuf, s.37) Continue reading “Fudayl b. Iyad (r.h) ve Ahmed b. Hanbel (r.h) gibi selef-i salihinden bazı kimseler şöyle derdi: “Kabul olunan bir duamız olsaydı yöneticiler için dua ederdik. Çünkü onların ıslahı Müslümanların ıslahıdır.” (Kalâidu’l Ikyân, Merî b. Yusuf, s.37)”… Paylaş
Abdurrahman b. Mehdî (r.h) şöyle dedi: “Arapçaya çok bakmadığıma pişman olduğum kadar hiçbir şeye pişman olmadım.” Continue reading “Abdurrahman b. Mehdî (r.h) şöyle dedi: “Arapçaya çok bakmadığıma pişman olduğum kadar hiçbir şeye pişman olmadım.””… Paylaş
Sufyân es-Sevrî (r) ‘Cemaat’in’ tefsîri hakkında der ki: „Şayet bir Fakîh, dağın başında (tek başına da) olsa, ‘Cemaat’ kendisi olur.“ [Şerhu-s Sunne, el-Beğavî, 1/279] Continue reading “Sufyân es-Sevrî (r) ‘Cemaat’in’ tefsîri hakkında der ki: „Şayet bir Fakîh, dağın başında (tek başına da) olsa, ‘Cemaat’ kendisi olur.“ ”… Paylaş